YÜRÜYEN KÖŞK
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, Türk tarımında
modern tekniklerin kullanılması, çevre üreticilere örnek olunması
amacıyla bilim, hizmet ve nitelikli materyal üretimi için kişisel
mülki olan Yalova’nın doğusundaki Millet Çiftliği’ni bu amaca
uygun olarak düzenletmiştir. Çiftlik içinde, deniz kıyısında,
ikameti için 1929 yılında bir çınarın yanında iki katlı mütevazi bir
köşk yapılmıştır.
Yürüyen Köşk, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez
Araştırma Enstitüsü arazisi içinde bulunan iki katlı dörtgen planlı,
ahşap karkas küçük bir yapıdır. Deniz tarafından 11 sütun ile
çevrili mermer tabanlı açık bir alana ve otuz metre uzunluğunda
ahşap bir iskeleye sahiptir. Köşkün giriş katında, küçük bir çay
ocağı, küçük bir oturma odası ve üç cephesi kristal camlarla
kaplı toplantı salonu ile tuvalet ve duş bulunmaktadır. Ahşap bir
merdivenle çıkılan ikinci katta ise dinlenme odası ile küçük bir
yatak odası, tuvalet ve banyo bulunmaktadır. Bu küçük köşke
Atatürk'ün isteği ile mutfak yapılmamıştır.
Atatürk bir gün çiftliğe gittiğinde köşkün hemen
yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir
bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak
bunun nedenini sorar. Bahçıvan ağacın dallarının uzadığını ve
binanın duvarlarına dayandığını söyler. Aldığı cevaptan tatmin
olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkânsız olan bir emir verir:
"Ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak."
Görev İstanbul Belediyesi Fen İşleri Yollar-Köprüler
Şubesi sorumluluğuna verilir. Başmühendis Ali Galip Anlar
yanına aldığı teknik elemanlarıyla Yalova'ya gelerek
çalışmalarına başlar. 8 Ağustos 1930 tarihinde önce bina
çevresindeki toprak büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel
seviyesine inilir. İstanbul'dan getirilen tramvay rayları döşenir.
Santim santim çalışılarak bina, yapı altına sokulan raylar
üzerine oturtturulur. Artık binanın raylar üzerinde kaydırılarak
ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir.
Güzel ve sıcak bir yaz akşamında Atatürk ile birlikte,
kardeşi Makbule Atadan, Vali vekili Muhittin Bey, Fen Müdürü
Ziya Bey ve gazeteci Yunus Nadi nezaretinde bina 4.80 metre
civarında kaydırılır. Bu olağanüstü ve riskli iş 10 Ağustos 1930
tarihinde tamamlanır ve çınar ağacı da kesilmekten kurtulur.
Köşk kaydırılması olayı 10 Ağustos 1930 tarihli gazetede aynen şu şekilde yer almıştır:
"Gazi Hazretlerinin Köşkü nakledildi. Gazi Hazretlerinin
Yalova'daki köşkünün yürütülme ameliyesi dün muvaffakiyetle icra
ve ikmal edilmiştir. Kendileri de bu ameliyeye bizzat nezaret
etmişlerdir."
Global kirliliğin olmadığı, asit yağmurlarının bilinmediği ve
ozon delinmesinin henüz başlamadığı, çevreyi koruma bilincinin
düşünülmediği yıllarda bir çınar ağacının bir metrelik dalının
kesilmemesi için bir köşkün kaydırılmasını hayretle karşılandı.
Atatürk, dünya ülkelerinin henüz 1970'li yıllardan sonra
anlayıp düşünmeye başladığı çevrenin önemini 1930'lu yıllarda
benimsiyor, "Çevreyi korumak aklın gereğidir". özdeyişi ile yalnızca
Türk insanına değil, tüm dünya ülkelerine çok önemli bir mesaj
veriyordu.
sergi
sergi resimleri
Popüler Yayınlar
-
YÜRÜYEN KÖŞK Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, Türk tarımında modern tekniklerin kullanılması, çevre üreticilere örnek olunması amacıyla...
-
derste yapılan çalışmalarımız
-
nasıl?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)